Mustafa Karasu: Ulaş Adalı yoldaşa selam olsun!

2165

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi Üyesi ve Birleşik Özgürlük Güçleri(BÖG) komutanı değerli sosyalist devrimci Ulaş Adalı (Gökhan Taşyakan)’ın şehadeti, Rojava Devrimi’nin enternasyonalist ve sosyalist karakterine yeni değerler katmıştır. Rojava’da gerçekleşen demokratik halk devriminde onlarca enternasyonalist devrimci yaşamını yitirmiştir. Avrupa’dan Avusturalya’dan, Amerika’dan Afrika’ya ve Asya’ya kadar beş kıtadan kadın erkek sosyalist devrimciler Rojava’ya koşmuş, savaş içinde yaşamlarını vermişlerdir. Bu açıdan Rojava Devrimi 21. yüzyılın ilk büyük enternasyonalist demokratik devrim karakteriyle tarihteki yerini almıştır. Rojava Devrimi’yle tüm demokratik devrimciler ve sosyalistler bir nefes almışlardır. Kapitalist modernitenin insanlığı çürüttüğü bir çağda güçlü bir umut ışığı olmuştur. Özellikle beş bin yıllık devletçi sistemin Ortadoğu’da yarattığı despotizm ağır darbe yemiştir. Emperyalist, kapitalist ve despotik devletler arasında sıkışan Ortadoğu halkları, kadın özgürlükçü örgütlü demokratik topluma dayalı demokratik konfederal sistemle özgürlüğe kavuşacaklarını görmüşlerdir. Böylece Ortadoğu halkları, despotik diktatörlerle kapitalizmin sömürüsüne açılmış liberal soslu devletler arasında tercih yapma durumundan kurtulmuşlardır.

Ulaş Adalı yoldaş, Önder Apo çizgisinde gelişen Rojava Devrimi’nin Ortadoğu’nun kara kaderini kırarak, tüm halklar için özgürlük ve demokrasi vahası olacağını görerek Rojava Devrimi’ne koşmuş; bilinciyle, kişiliğiyle, devrimci karakteriyle bu devrime büyük değerler katmıştır. Kobanê’de insanlık savaşında yer almış, tüm dünyanın, Türkiye ve Kürdistan’ın Kobanê için ayağa kalkmasında rol oynamıştır. Rojava Devrimi’nin en sıcak anlarında yüzünü devrime dönmesi, onun devrimci karakterini ortaya koymuştur. Kuşkusuz devrim başka bir alanda gerçekleşseydi Ulaş Adalı yoldaş orada da olurdu.

Ulaş Adalı yoldaş, tarihe örnek genç sosyalist önderlerden biri olarak geçecektir. Bilinciyle yaşı karşılaştırıldığında bilincinin çok yüksek olması, onun nasıl bir sorumlu devrimci olduğunu göstermektedir. Yaşamında yaşadıklarını ve gördüklerini sosyalist teorinin süzgecinden geçirerek derin bilince kavuşturması, onun öncü karakterini otaya koymaktadır. Böyle devrimci sosyalist karakterlerin varlığı, Türkiye topraklarında Mahirlerin, Denizlerin ve İbrahim Kaypakkayaların devrimci karakterinde somutlaşan devrimci sosyalist özün güçlü etkisini ortaya koymaktadır. Tabii ki Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli, Vedat Türkali gibi yaşamlarında hep tutarlı bir çizgi tutturmuş, büyük değerler yaratmış devrimcilerin de Türkiye topraklarında sosyalist damarın canlı tutulmasında, devrimci ruhun varlığında büyük emekleri vardır. İşte Ulaş Adalı yoldaş, Türkiye ve Kürdistan’da on yıllardır yürütülen devrimci mücadelenin yarattığı devrimci kişilik olarak bu değerleri en yüksek düzeyde temsil etmesini bilmiştir. Bu değerleri son nefesine kadar temsil eden Ulaş Adalı yoldaşa selam olsun! Ulaş yoldaş, tüm büyük devrimciler gibi unutulmayacak, Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu ve dünyadaki tüm devrimlerde yaşatılacaktır. Ulaş Adalıları yetiştiren Türkiye halklarına ve analarına duyulan sorumluluk da devrimci mücadelemizde yaşatılacaktır.

Ulaş Adalı yoldaş, halkların kardeşliği ve mücadele birliğinin sembolü olarak da rolünü oynayacaktır. Onun duruşu, özgür Kürdistan, demokratik Türkiye ve demokratik Ortadoğu devriminde yaşatılacaktır, temsil edilecektir. Ulaş yoldaş da büyük Türkiyeli devrimciler ve Önder Apo’nun ilk yoldaşları olan, PKK’nin ruhunu oluşturan Kemal Pir ve Haki Karer yoldaşlar gibi Kürdistan devriminde Türkiye ve Ortadoğu devrimini görmüştür. Kürdistan’da gerçekleşen devrime koşması; Türkiye halklarıyla Kürdistan halklarının birleşik devrim hareketi olan HBDH’nin kurucuları içinde yer alması da bu nedenledir. HBDH’nin kurucusu olduğu gibi, son ana kadar da Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin öncü yönetimi olarak rolünü oynamıştır. HBDH, bu şahadetten sonra Türkiye halklarının devrimci mücadelesinde rolünü daha fazla oynayacaktır. Ulaş Adalı’nın kişiliği, devrimci yaşamı ve çağrısı bunu gerektirmektedir.

Ulaş Adalı gibi devrimci önderlerin varlığı, Türkiye’de devrimci mücadelenin gelişebileceğini, AKP-MHP faşist iktidarının yenilebileceğini ortaya koymaktadır. Ulaş Adalı gibi devrimcilerin ortaya çıktığı yerde Tayyip Erdoğan gibi dünyası dar, şovenist, toplumlar üzerinde entrika, oyun, zulüm ve baskıdan başka bir şey düşünmeyen bir karakterin ve onun etrafındaki topluluğun kazanma şansı olabilir mi? Bu topraklardan Orhan Yılmazkaya, Paramaz Kızılbaş, Ulaş Bayraktaroğlu, Ayşe Deniz Karacagil gibi devrimciler çıkıyorsa, bunların yarattığı devrimci ruh bu faşist iktidarı mutlaka yenilgiye uğratacaktır.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi bu faşist iktidarı yenilgiye uğratma iradesi ve kararlılığının ifadesidir. HBDH çizgisi, mücadele anlayışı ve birleşik devrimci ruh, karakter, örgütsel yapılanması ve eylem çizgisi pratikleştirildiği takdirde AKP iktidarının ömrü uzun olmayacaktır. Türkiye gibi siyasal, toplumsal krizin ağırlaştığı ortamda halkların özgürlük ve demokrasi istemine cevap veren hareketler ve siyasi güçler mutlaka kazanır. Türkiye’de devrimci güçler birleştiğinde AKP iktidarının ayakta kalma şansı yoktur. Şuradan, buradan gelen sıcak paralarla ekonomisini ayakta tutması da uzun sürmeyecektir. Türkiye halklarını birleştiren bir politika değil de, kendileri gibi düşünmeyenleri ve Kürt halkını tasfiye etmek için sürekli gerici ittifaklar arayan bir iktidarın ömrü kesinlikle uzun olmayacaktır. Düne kadar IŞİD ve El Nusra’ya dayanan Tayyip Erdoğan’ın, bunlar etkisizleşince şimdi yeniden klasik Kürt düşmanı ittifaklara yönelmesi, bu iktidarın çaresizliğinin ve çözümsüzlüğünün ifadesidir. Bu politik savrulmalar bile bu iktidarın ömrünün uzun olmayacağını göstermektedir.

Ulaş Adalı yoldaş, Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin Yürütmesi içinde görevini yürütürken şehit düşmüştür. Onun anısına verilecek en iyi cevap, Türkiye’de Birleşik Devrim Hareketini geliştirmek olmalıdır. AKP faşist iktidarı bu Birleşik Devrim Hareketini yeterli geliştiremediğimiz için ayakta kalmaktadır. Hem meşru mücadele alanlarında, hem legal demokratik alanlarda birleşik demokratik devrim mücadelesi geliştirilirse Türkiye’de demokratik devrimi gerçekleştirmek zor olmayacaktır. Kim demokratik Türkiye ve özgür Kürdistan amacına ulaşmak istiyorsa Birleşik Devrim mücadelesini geliştirmek zorundadır. Türkiye’nin de Kürdistan halkının da ihtiyacı olan şey budur.

Eğer Türkiye’de halkların ortak demokratik devrim mücadelesi gelişmiyorsa bunun önemli bir nedeni de Türk devletinin yürüttüğü özel savaştır. Türkiye’nin egemen güçleri, iktidarları özellikle Türkiye halklarının ortak mücadelesini engellemek için yoğun çaba gösteriyorlar. Türkiye halklarının Kürt halkıyla ortak mücadele içine girmemesi için her yol ve yöntemi denemektedirler. Yine Alevilerin demokrasi mücadelesi içine girmesini engellemek istemektedirler. Bir taraftan şovenizm ve mezhepçilik geliştirilirken, diğer taraftan Türkiye halklarını ve Alevi kurumlarını Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin mücadelesinden uzak tutma çabası yürütülmektedir. Kürtler içinde ise Türkiye solu ve demokrasi güçleriyle olmaz anlayışı geliştirilmeye çalışılmaktadır. Tüm bunlar aynı merkezden yönlendirilen özel savaş ve psikolojik savaşın sonuçlarıdır.

Tüm devrimcilere ve demokratlara düşen görev ise Türkiye’deki egemen güçlerin ve iktidarların yürüttüğü bu özel savaşı aşmak, Türkiye halklarının mücadelesini ortaklaştırmaktır. Bu sağlandığında, özellikle son yüzyılda demokrasi ve özgürlük için büyük bedeller ödeyen Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında büyük bir demokratik devrim gerçekleşecek, bu demokratik devrim tüm Ortadoğu’ya dalga dalga yayılacak; Ulaş Adalıların özlemi olan özgür Kürdistan, demokratik Türkiye ve demokratik Ortadoğu’ya kavuşulacaktır.

Mustafa Karasu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Adınızı buraya yazınız